Yazı yazarken çok defalar etrafımdaki insanlar benim klavyede hızlı hızlı tuşlara basışımı seyredip şu soruyu soruyorlar. Ya kardeşim sen ne yapıyorsun? Doğru soru, çünkü günümüzde birçok insan sadece almaya bakıyor, vermek diye bir kavram oluşmamış. Bunu suçlamak adına yazmıyorum, yaşamın bize sunduğu hayat tarzı, yapacak pek bir şey yok. Böyle olunca aklıma gelen blog nedir, blog yazısı faydalı mıdır diye bir düşünceyi biraz tartışmak istedim.
Eğer topluma faydalı bir birey olduğunuzu hissediyorsanız, veya yaptığınız iş hakkında sürekli sorulara muhatap oluyorsanız siz bir blog yazarı adayısınız. İngilizce deyimiyle blogger veya yazar, bildiklerini etrafıyla paylaşan kimse demektir. Bildiğiniz bir konuyu yalnızca bir kişiye anlatmaktansa o konu hakkında yazarak yüzlerce veya binlerce kişiye faydalı olabilirsiniz.
Durum böyle olunca tabi ki “Ya bana faydası ne?” gibi bir soru aklınıza mutlaka gelecektir. En önemli faydası kişilere uzmanlık alanınızla ilgili yaptığınız katkının hazzı olacaktır.
Maddi olarak düşünürseniz yazdığınız konunun önem düzeyine göre uzun vadede mutlaka geri dönüşleri olacaktır. Kısa vadede -şans oyunları hariç- kazanmak mümkün değildir. Uzun vade düşünüldüğünde bugün olmazsa yarın mutlaka kazanacaksınız.
Türkiye’de uzun yıllar değişik araştırma kurumlarında çalışmış biri olarak şunu da paylaşmadan edemeyeceğim. Bir konu hakkında bilgi sahibi olanlar o konuyu başkaları ile paylaşmaktan sürekli uzak dururlar. Kendilerinin ihtiyaç duydukları konular içinde bilgi talep ederken sürekli bir mahcubiyet hissederler, çünkü kendileri bilgiyi paylaşmaktan aciz olduklarından başkalarının da öyle olduğunu düşünürler.
Bir diğer konu da disiplinler arası diyalog yokluğudur. Bir konuda uzmanlaşmış birimler diğer konular ile alakalı uzmanlarla hiçbir bağ kurmazlar. Bu iki taraf için de geçerlidir. Hal böyle olunca ortaya “Birlikten kuvvet doğar” ata sözümüzü destekleyecek sonuçlar ortaya konulamaz. Her bir konu uzmanı bildiği ile kalır ve belki de 10 adım daha ileri gidebilecekleri işbirliğini ortaya koyamazlar.
İşte bu durumlarla karşılaşmaktan doğan hayal kırıklıklarım bana bu blog sitesini kurma ihtiyacı doğurdu. Başta sorduğum sorunun cevabını da böylece vermiş olduğumu düşünüyorum.
“Paylaşmanın, başkalarına yararlı olmanın, bildiğini diğer insanlara öğretmenin hiçbir zararı yoktur” felsefesi ile yazmaya başladım. İyi yaptığımı düşünüyorum.
Yanlışlarım veya gözden kaçırdıklarımı da sizlerin desteği ile tamamlayacağımı biliyorum. Kalın sağlıcakla, iyi bloglamalar…